27 Mayıs 2010 Perşembe

QUOD OXFORD


Tatilimizin bir gününü Oxford’a ayırdık , sebebi ise oğlumuzun göbeğini Oxford Üniversitesi’ne gömmekti. Göbek gömme merasimi filmlere konu olacak komiklikte tamamlanınca bu güzel ve şirin şehirde ağzımızın tadına uygun bir mekan aramaya koyulduk.

Oxford Türkiye’deki küçük şehirler gibi 1 ana cadde ve ona bağlanan yollardan oluşan minicik bir şehir , tabi ki İngiltere’nin en önemli 2 üniversitesindne birini barındırması bakımından çok önemli bir şehir.

Ana cadde üzerinde QUOD isimli bir brasserie gözümüze çarptı. Geçtiğimiz sene Michelin tarafından tavsiye edilenler listesine girmişler ; henüz yıldızları yok ama zaten yıldızlı olanlarda biz yiyemeyiz. Bu referansı da görünce denemeye karar veriyoruz.

İçeriye girdiğimizde mekan bizi kendine hayran bıraktı. Çok büyük bir bar ve etrafında rahat koltuklarla donatılmış oturma alanı. Arka tarafta ise yemyeşil bir bahçeye açılan açık alan. Hava şansımıza çok güzel olduğu için bu açık alanda oturmayı tercih ettik. Millet İstanbul’da yağmurla boğuşurken biz İngiltere’de güneş yanığı olduk , eşim 50 faktör kremle sokağa çıktı, şaka gibi bir tatil.

Öğle yemeklerinde genelde fiks menü uygulaması var , ama illa a la carte derseniz elbette ki o da mevcut. Ben set menü alıyorum. Önden bir kabak çorbası geliyor. Naneli olması ve et suyu harika bir tad katmş. Ancak çorba çok soğuk , bunun havayı hesaba katarak bilerek bu şekilde hazırlandığı belli ancak yine de bana fazla soğuk geliyor.

Ardından harika bir kuzu eti geliyor. İngiltere’de Yeni Zellanda kuzusu ile İskoç dana eti altı çizilerek belirtiliyor , anlayacağınız buranın kıvırcığı Yeni Zellanda . Güveçte domatesli kuzu eti yanında basmati pirinç ile pilav ; yanında dediysem karışık bir şekilde ve tadları birbirne geçmiş bir şekilde. Kuzu eti muhteşem adeta pamuk gibi ağızda dağılıyor , çok baskın olmayan hafif bir şarap tadı var ki lezzeti tamamlıyor. Pirinç ise pilav kadar güzel olmasa da çok güzel.

Finali tadına doyamadığım bir tramisu ile yapıyorum. İtalya dahil yediğim en iyi 3 tramisu arasına kafadan giriyor. Bu kadar güzelini İngiltere’de yiyeceğim aklıma gelmezdi.

Tüm bu yemek için ödenecek tutar 13 pound yani 30 liradan az. Yemeğimizi yedik oğlumuzun olumaya gelmesini umduğumuz şehire yavaş yavaş veda ediyoruz.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

Hiç yorum yok: