18 Nisan 2014 Cuma

KÖŞEBAŞI - CADDEBOSTAN



Aylardır yazamadım. Bunun bir sebebi aşırı yoğunluk bir sebebi ise teknoljik özürlülük. Bir takipçim bana teknoloji danışmanlığı vermezse halim harap. Bu yazıdan sonra da 1 yıl daha kendi blogum ile bağlantım kopabilir.

Bu kadar uzun yazmayınca nereden başlayacağımı da bilemedim. En sondan geriye doğru gitmekte fayda var. O sebeple uzun süredir gittiğimiz Caddebostan Köşebaşı’nı yazmaya karar verdim. Aslında kebapçı yazmayı çok sevmiyorum ama burada mekanın yerini de çok sevmem yazma ihtiyacını oluşturdu.

Başlangıçlardan başlarsak çiğ köftesi çok güzel, özellikle alkol alacaksanız mutlaka çiğ köfte ile başlayın derim. Masaya ilk getirdikleri tulum peyniri de enfes, her kebapçı bu peynire özenmiyor, daha çok mecburiyet gibi değerlendiriyor. Köşebaşı’nda ise tulum peyniri varken beyaz peynire gerek kalmıyor. Humus vasat pastırma ile lezzetleniyor belki de ben humus sevmiyorum ve bana her humus vasat geliyor, içli köfte idare eder, lahmacun güzel; ama hiçbiri olmazsa olmaz değil.

Peki gidince yemeden dönmememiz gereken ne var derseniz eti çok güzel terbiye ettikleri için şişten ali nazik ve şaşlık derim. Her ikisi de gerçekten çok lezzetli, mideyi hiç rahatsız etmiyor.

Eleştirim ise tatlılara, kaç kez gittiysek farklı tatlı denedik, ne tatlısı denesek beğenmedik. Tatlılar sanki biraz daha özen istiyor gibi.

Hesap ortalama adambaşı 75 lira geliyor, tabi 1-2 kadeh içkili fiyat bu. Her zaman söylediğim gibi oturup 2 kişi 1 büyük içiyorsanız adambaşı 75 lira zor gelir. Ama güzel havalarda önündeki bahçede bir Cumartesi akşamı geleni geçeni seyrederek yemek yemek çok keyifli, mutlaka öneririm.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY