23 Kasım 2010 Salı

SAROS BALIK - CADDEBOSTAN


Sıra geldi bayram tatili boyunca yediğimiz, içtiğimiz, gezdiğimiz ve gördüğümüz yerleri yazmaya. Listenin başında da bayram tatili için İzmir’e gitmeden önceki Cumartesi akşamı uğradığımız Saros Balık geliyor.

Saros Caddebostan’da Mado’nun sokağına girdiğinizde sahilden hemen önce bulunuyor. Köşede, camla çevrili şirin bir balıkçı. İçerisi ferah ve sade, masalar özenle hazırlanmış, dikkatli bir müessese, bayan eli değmiş gibi duruyor.

Önden mezeler geliyor, dikkat çekici bir lezzet bulamıyoruz. Sahibi Egeli bir mekandan bizim memleketin otlarını, mezelerini beklerdim ama ne yazık ki yok. Hadi otları İstanbul’da bulmak zor tamam da bari fava olsaydı. Midye dolma konusuna gelince...hiç gelmeyelim. Hayatımda yediğim en kötü midye dolmaydı, neden böyle oldu a dost? Oysa ki kabuklular konusunda aşağıda belirttiğim üzere oldukça iyi bir mekan ama o akşam midye dolmada bir sorun vardı.

Geliyoruz ara sıcaklara; yani yemeden ölmeyceğiniz lezzetlere. Biz ara sıcaklardan kalamar tava, tereyağında karides ve ahtapot ızgara aldık. Hepsi güzeldi ancak tereyağında karides bu paragrafın yıldızı oldu. Saros, karidesleri taze olarak ve Ege Denizi’nden getirtiyormuş. Dondurulmuş hazır küçük karideslere tereyağını basıp ıstakoz parası istemiyorlar anlayacağınız. Saros’ta özel mavi yengeç ve ıstakoz da enfesmiş ancak o akşam yoktu. Bu durumda size tavsiyem burayı kabuklu lezzetler için tercih etmeniz yönünde.

Balık olarak dil şiş istedik. Ortalamanın üzerinde lezzet ve tazelikte. Yemeden ölmeyin diyemiyorum ama iyi bir dil şişti.

Yemeğin sonunda sufle geliyor; vasat. Olmasa da olur.

Salata, 1 meze, 3 ara sıcak, 1 porsiyon balık, sufle için 140 lira ödedik, içecek yok. İçki ile adambaşı 100 liradan aşağı kalkamazsınız, azıcık pahallı ama şehrin iyi deniz kabuklu merkezlerinden olmaya aday.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

Hiç yorum yok: