14 Ekim 2010 Perşembe

KALA CAFE - TİFLİS

Gürcistan’daki son gecemizde Tiflis’in meşhur Rustaveli Caddesi’ne yakın bir mekan olan Kala Cafe’ye gittik. Burayı yemeklerinden dolayı değil ama ambiyansından dolayı yazma gereği hissediyorum. İyiden iyiye gezme tozma blogu olmaya başladığımızın resmidir.

Rustaveli Caddesi , sonu özgürlük meydanına çıkan ve Tiflis’in en in mekanlarının yer aldığı uzun bir cadde; İstanbul’ın Bağdat Caddesi diyebiliriz ama demeyebiliriz de zira onun kadar hareketli değil ve Gürcüler’in tüm ekonomik zorluklara rağmen bizden daha fazla sanat düşkünü olduklarının altını çizmek gerek. Opera binası tıklım tıklım, caddeleri heykeller süslüyor, insanlar geceleri canlı müzik dinlemeyi ya da bir sanat etkinliğine katılmayı tercih ediyor. Biz de son gecemizde Gürcü arkadaşlarımızın bizi yönlendirmesi ile Kala isimli mekanda soluğu aldık.



Kala’da her yerde olduğu gibi ortaya peynir tabağı, birkaç meze ve salatalar söyledik, enfes şaraplarla yemeğe başladık. Burada fajita, hamburger ya da pizza gibi yemekleri de bulmak mümkün. Ancak biz yine haçapuri söyledik ki tadına iyice varıp doyalım. Buradaki haçapuri açıkçası önceki günkü kadar iyi değildi ama yine de idare ettik.



Tiflis’e gidenlere burayı önerme sebebim ise mekandaki canlı müzik ziyafeti.
Gürcistan fakir bir ülke olmasına rağmen sanata karşı büyük bir ilgi var demiştik ya işte bu mekan da her gece canlı müzik yapıyor ve yemeğiniz ile içkinizi bu güzel müzikle beraber çok sıcak bir ambiyansta alıyorsunuz. Fotoğraftaki amca vurmalı çalgılarda virtüözdür, tipine bakmayın, solist ise gerçekten çok iyiydi.

Bu seferlik yemek içmek değil gezmek görmek ve sanat için bir yazı oldu, yeme içmeye haftaya devam.


Aifyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

Hiç yorum yok: