17 Eylül 2010 Cuma

MABEYİN - ALTUNİZADE


Çarşamba akşamı iş yemeği için uzun süredir adını duyduğum ancak gitmeye fırsat bulamadığım Mabeyin’i tanıma fırsatı buldum. Sofradan kalkarken yürüyemediğim ve nefes alamadığım için yazıyı ancak haftasonunda yazabiliyorum. Neredeyse herşeyden tattığım için okuyana gittiğinde ne yesin ne yemesin tavsiyesi verebileceğim.
Mabeyin , Altunizade Kısıklı’da eskiden mandıra olarak kullanılan ve bugün restore edilerek kuulanılan bir köşkte hizmet veriyor. Bahçesi biraz ufak , etrafı da duvar ama içerisi çok şık. Yazdan ziyade kışın tavsiye ederim.

Oturduğumuzda bizi sofrada mezeler , turşular ve uche - högh misali tereyağı – tulum peyniri klasik ikilisi başlangıç olarak bekliyordu. Turşular ne yazık ki büyük hayal kırıklığı , sanırım alelade hazır bir turşuydu. Mezelerde de ne yazık ki enteresan bir lezzet bulamadık. Çiğ köfte ise oldukça güzeldi , sevenlere mutlaka öneriyorum.

Ara sıcak olarak içli köfte ve lahmacun geldi. İçli köfte biraz kalın olmakla beraber içi çok güzeldi ancak lahmacun tam benim istediğim gibi Antep usulü ve bol malzemeliydi. Giden mutlaka 1 adet lahmacun atsın önden. Bir de humus geldi ki özünde hiç sevmediğim bu yemeği Mabeyin’de çok beğendim , demek ki cevizle ve doğru olarak hazırlandığında lezzetli olabiliyormuş.



Sıcak olarak kuzu şiş , tavuk şiş , urfa ve fıstıklı kebap geldi. Urfa ve fıstıklı kebap hakikaten çok iyiydi , şişler ise sınıfı geçemedi , özellikle tavuk tavsiye etmiyorum. Zaten kebapçıda tavuk olayını hep saçma bulmuşumdur. Gitmeyi düşünenlere tavsiyem ortaya bir çiğ köfte , ardından bir lahmacun , kebap olarak ise fıstıklı kebaptır.

Gelelim yemeden ölme diyeceğim esas lezzete. İyi bir yemek sonrası tatlı tavsiye etmeyen ben bu kez yemek yemeseniz bile yemeniz gereken tatlıları önereceğim. Gerçekten çok lezzetli hamur tatlılarını ard arda verdiler ; fıstıklı baklava , mabeyin , burma kadayıf. Hepsi enfesti ama klasik baklava en muhteşemiydi. Buraya yemeğe gitmeyecek olanlar yolları buraya düşerse mutlaka mekanın girişindeki dükkanda satılan baklavalardan bir kez alsın.

Mabeyin bir kebapçı için oldukça pahallı bir yer. Biz 30 kişilik grup ile gittik ve oldukça az alkollü bir akşam yemeği için kişibaşı 70 lira + kdv ödedik . Sanırım az kişi gidildiğinde 100 lirayı bile geçebilir bu rakam. Baklavanın kilosu ise 32 lira, oldukça pahallı ama yemeğin kararını size bırakırken baklavaya kesinlikle değer diyorum.

Afiyet Olsun . EAT RESPONSIBLY.

13 Eylül 2010 Pazartesi

DEĞİRMEN - KUŞADASI


Geldik tatilin en güzel günlerinden birini geçirdiğimiz Değirmen’e ... Yıllardır buranın adını duyup duyup neden gitmemişim bilmiyorum zira çok şey kaçırmışım.

Değirmen Kuşadası Davutlar yolu üzerinde adeta saklı bir vaha. Kaç dönüm olduğunu tahmin edemediğim bir gastronomi merkezi. Restoran , çay bahçesi , cafe ve organik ürün satışı yapılan dükkanı mevcut ve her mekan büyük bir özenle işletiliyor.



Biz deniz dönüşü uykudan bayılan Sarp’ı da yanımıza alarak gittik Değirmen’e. İlk önce restorana girdik. Sarp’ın uyuduğunu görünce beşik getirdiler. Ömrümde beşiği olan restoran ilk defa gördüm , Sarp 1 saat boyunca mışıl uyudu rüzgar alan mekanda.



Restoran taştan yapılmış bir bina. Yazın yeri tamamen ağaçtan bir verandada serin rüzgar eşliğinde yemek yeniyor. Kışın ise içi antika eşyalar ile dolu büyük bir şöminesi bulunan dağ evini andıran iç mekanda yeniyor.



Menü çok zengin , saymaya sayfa yetmez. Biz yaz kızartması, çoban salata , tandırda kuzu kol ve tandırda tavuk ile iç pilav söyledik ; yanına da yanık süzme yoğurttan harika bir ayran. Zeytinyağları kendi üretimleri ve organik , enfes lezzette. Tandırda pişen gerek kuzu gerekse tavuk nar gibi pişmiş , lime lime dağılıyor ; tadı hala damağımda. Kuzu ve tavuk kendi çiftliklerinden özel besi , lezzetin bir sebebi de bu.

Yaz kızartmasının tüm sebzeleri kendi çiftliklerinde yetişen organik sebzeler , tahmin edileceği üzere üzerinde yoğurtla yemeğe doyamazsınız. Ekmekleri de kendi üretimleri ve yemek öncesi zeytinyağına bana bana 1 ekmek yedik. Tatlı olarak künefe tercihinde bulunduk ; güzeldi ama illa yemeniz gerek diye ısrar etmiyorum , tandırın tadını damağınızda bırakabilirsiniz.

1 saat sonra Sarp uyanınca onun için de ızgara köfte söyledik , çocuklar için çok güzel ve doyurucu bir tabak hazırlamışlar. Sarp köfteye de patates kızartmasına da bayıldı.

Ardından organik dükkana indik. Kendilerine ait olan Yerlim marka organik ürünler ile kendi çiftliklerinde yetiştirdikleri taze sebze ve meyveleri burada satıyorlar. Bunun dışında kendi değirmenlerinde öğüttükleri undan yaptıkları harika ekmekler de burada satışta. Gittiğinizde ekmek almadan dönmeyin sakın.

Değirmen’deki en ilginç süprizlerden biri de içerdeki hayvanat bahçesi. Sarp burada sevinçten çılgına döndü. Kuşlar , koyunlar , inekler , keçiler ve tavşanlar ile Ali Baba’nın çiflitğine benziyor. Az ileride de at çiftliği var. Yetişkinler için at maneji , küçükler için ise midilliler var. Kısacası harika saatler geçirebileceğiniz bir eğlence merkezi aynı zamanda.



Yemeklerin fiyatlarına gelince ; bence kalitesine göre çok makul. 2 kişinin doyacağı büyüklükte gelen kuzu kol tandır 20 tl , yarım tavuk tandır 14 tl , mezeler 6 – 10 tl , salatalar 5 – 10 tl. Adambaşı 30 lira verip çatlayana kadar yersiniz. Alkol de mevcut , akşam gidip alkol alırsanız fiyat artar.

Kuşadası’na gittiğinizde sakın ola uğramadan geçmeyin. Etini mutlaka tadın , ekmeğinden alın , kızartmasına dalın , zeytinyağına ekmek banın ve pilavına kaşık çalın. Mümkünse uzun zaman ayırın ki bu yediklerinizi sindirecek vakit kalsın.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY.

BEĞENDİK ABİ - URLA


Bayram tatilini yıllık izinle birleştirip Urladaki yazlığımıza gittik. Tatil biraz uzun olunca Çeşme’den farklı yerlere gitme şansı da yakaladık. Rotamızın içinde Urla’nın merkezindeki Malgaca Çarşısı da kısa süreliğine yer aldı , bu arada Beğendik Abi isimli enfes bir esnaf lokantası keşfettik.

Beğendik Abi benim gibi Ege yemeklerine düşkün bir adam için adeta bir cennet. Her türlü Ege yemeklerini , otlarını ve bunlar dışında beğendi gibi elbasan gibi geleneksel yemekleri yapıyorlar.

Mutfağın başında Handan Hanım bulunuyor. Kendisine aile fertleri yardımcı oluyor. Çok sempatik , konuşkan ve güleryüzlü bir aile. Yemeğe başlamadan sıcak bir karşılama ile artı puanları topluyorlar. Gözünü sevdiğim memleketim ...

Ben gittiğimde çalkama isimli ot kavurmasını yedim , gittiğinizde başka yemek bile yeseniz mutlaka isteyin. Mevsimin taze otu ne ise , ısırgan – arapsaçı – turpotu , karıştırarak kavuruyorlar ki enfes bir lezzet. Hem de çok hafif. Bir de yaprak sarmaları var ki küçük parmaktan küçük o derecede.



Bunun dışında özel sipariş ile hazırlanan Urla güveci yapılıyormuş ki yiyenler öve öve bitirememiş. Ben yemedim o nedenle yiyenlerin yalancısıyım. Yolunuz düşerse akşam için sipariş edebilirsiniz.

Tatlılarda da iddialı Handan Hanım. Biz rahmetli babaannemin spesiyali olan Girit Böreği’ni denedik , babaanneminkine yaklaşmasa da enfesti. Çok ince baklavalık hamurun arasına tatlı lor döşeniyor ve üzerine şerbeti dökülüyor. Oldukça hafif ve çok lezzetli bir tatlı. Bizim tarife göre içinde daha da hafif olsun diye nane oluyormuş.

Urla’ya yolu düşenlere mutlaka ama mutlaka öneriyorum. Malgaca Çarşısı içerisinde kime sorsanız gösterir bir yerde bulunuyor. Fiyatlar çok ama çok makul. Adambaşı ortalama 15 liraya tatlınızla beraber yemeğinizi yersiniz.

Afiyet Olsun. EAT RESPONSIBLY .