30 Mart 2010 Salı

KOKOREÇÇİ ADEM USTA



Gece gece kokoreç hastalarını yollara dökmek istemem ama benim İstanbul'da yediğim en iyi kokoreçi anlatmadan geçemeyeceğim. Kadıköy Rıhtım Caddesi üzerinde Ulusoy otobüs şirketi bürosunu geçince hemen sağda bulabilirsiniz bu lezzet avcısını , bulursanız bulmuşken boş bırakmayın tok karnına bile olsa bir çeyreğini yemeden geçmeyin. Kömür ateşinde pişen bu muhteşem lezzetin tadına varmaktan pişman olmanız mümkün değil , şahsen garanti veriyorum.

Adem Usta kokoreçi bu şehre ilk geldiğimde beni çok şaşırtan İstanbul usulü yapmıyor ; yani canım kokoreçi parça pinçik yapıp içine biberden domatese milyon çeşit ekleme yapmıyor. 8 yıldır bu şehirdeki meşhur kokoreççilerin kokoreçlerini tattım ve hiçbirinde kokoreç tadı alamadım , içlerinde kokoreç hariç herşey var , buğday ambarı gibi hazır bir yığından bir parça kopartıp ellerindeki bıçakla minicik parçalara bölüp tadını iyice öldürüyorlar.

Burada ise kömürde halka halka , iri parçalarla kesilmiş kokoreç baharatlanıp sunuluyor : Sadeliğin dayanılmaz lezzeti. Bazı lezzetlerle çok oynamaya gelmiyor . Kokoreçi ağzınıza her attığınızda ağzınızda tadını hissede hissede yemeğinizi yiyiyorsunuz.


Buraya gideceklere tavsiyem kokoreçin tadına tam varabilmek için tabakta porsiyon istesinler ve ekmekleri kızarttırsınlar. Ekmek arasına göre bu şekilde daha fazla tadına varırsınız. Yanına da açık ayran söyleyip ustanın getirdiği acı biberlerle mideye indirsinler. Allahım yazı bitmeden soluğu Kadıköy'de almaktan korkmaya başladım. Yolumdan yürüyeceklere fiyatları vereyim ; porsiyonu 12 lira , yarım ekmek 6 lira ve çeyrek ekmek ki hiç tavsiye etmem ben 2 ısırıkta bitirdim 4 lira. İsteyene köşeleri alınmış tam ekmeğe de yapıyor ama onun fiyatını sormadım. Yazımızı Adem Usta'ya ait bir dörtlükle son verelim.
Yemeyenler olur hasta,
Gelirler olsada Kars'ta.
Kokoreç gelirse aklına,
Kadıköy'de ADEM USTA.


Afiyet olsun. EAT RESPONSIBLY

24 Mart 2010 Çarşamba

BEYTİ VE ET ŞÖLENİ


Salı akşamı iş yemeği için Beyti'ye davetliydik. Burası seneler önce bir kez gittiğim ve saati nedeniyle fazla birşey yemeden kalktığım dolayısı ile hakkında fazlaca fikrim olmayan bir mekandı. Dün gece ise Beyti'den ayrılırken neden bu kadar meşhur olduğunu anladım.


Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Beyti kesinlikle bir kebapçı değil. Yemekte kebap kültürüne yakışır bir sofra , servis ve çeşit bekleyenleri üzer. Beyti tam anlamıyla lüks bir et lokantası ve menüden servise herşey et lokantasına uygun olarak tasarlanmış.


Mekan Florya'nın en güzel sokaklarından birinde çok büyük müstakil bir bina , binaya girdiğinizde sizi yöresel eşyalar ve satışa sunulan yöresel yiyecekler bekliyor ki kendi yaptıkları hardalı tükenmeden alınız , enfesti.


Yemeklere gelince , buraya ilk defa geleceklere tavsiyem abur cuburla , başlangıçlarla karınlarını doyurmasınlar. Ne zeytinyağlılarda ne de başlangıçlar kötü bir lezzet asla yok , herşey inanılmaz özenli ve güzel ancak az sonra gelecek olan etler o kadar sıradışı lezzette ki bunların tadına açken varın sonra midenizde yer kalmazsa üzülürsünüz. Bana sen ne yaptın diye soracaksanız bende böyle bir sorun yok ben ne getirdilerse yedim ama sırf burada bahsedebilmek için , oburluktan değil.


Gelelim giriş , gelişme ve sonucun sonuç kısmına yani etlere ... Tanrım İstanbul'da bu kadar güzel yemek yapan yerler varken ben nasıl rejim yapacağım? Burası tam bir rejim katili , insanın yedikçe yiyesi hiç durmayası geliyor.


Dün akşam bize döner, köfte , kuzu şiş ve pirzola getirdiler. Hangisi daha iyi diye soranlara cevap vermek çok zor ama burun farkıyla pirzola demek zorundayım. Beyti'nin sunduğu etlerin alelade bir kasaptan alınıp sunulduğunu sanmıyorum ; ya sürekli aldıkları bir yetiştirici var ya da daha da abartıp kendileri özel olarak hayvan yetiştiriciliği de yapıyor. Beyti'ye gittiğinizde herhangi bir eti seçin ve afiyetle yiyin. Sakın ömrünüzde bir kez dahi olsa burada et yemeden geçmeyin .


Beyti'nin kendi adını verdiği ızgara çeşidi olan beytisi dünyaca meşhurmuş ama dün akşam nedense karışık kebapta bize sunulmadı. Fakat yediklerim yemediklerimin garantisi oldu , beytinin de enfes olduğundan adım gibi eminim. Gerçi mekandan ayrılırken overdose olduğum için adımı hatırlayacak durumda bile değildim ya neyse.


Gideceklere son tavsiyem eti yedikten sonra tatlı , meyve , şu bu ile etin tadını bastırmasınlar , bütün gece o etin lezzeti ağzınızda kalsın. Dün yediğimiz tatlılar da iyiydi ama tıpkı zeytinyağlılar gibi ayrı bir özelliğe sahip değildi , künefesi ise vasattı.


Güzel bir yemeğe içkisiz adambaşı 75 - 100 lira aralığında hesap verirsiniz , pahallı mı? Önce tavsiyeme uyup gidin de sonra tekrar konuşuruz. Çok geniş bir yerli şarap listesi var , Gülor cot'n dahi vardı listede. Şaraplar şişesi 55 - 125 lira arası fiyatlarda.


Afiyet olsun. EAT RESPONSIBLY.

21 Mart 2010 Pazar

YEDİGÜL ANADOLU KAVAĞI


Bir İzmirli ve Giritli olarak haftada en az bir gün balık yemezsem asabi olurum , işlerim ters gider , motivasyonumu kaybederim , gece rüyalarımda çipura yerim, satıcı ile deniz mi çiftlik mi kavgası yaparım gerçi onu normal zamanda da sık sık yapıyorum. Bir başka huyumda balık yemeğe gidip mortgage taksidine yakın bir harcama yapmaktan hiç hoşlanamamam - mamam doğru oldu mu bilmiyorum dilbilgisi hep sıkıntılı olmuştur zaten.

İşte size hem iyi hem de uygun fiyatlı bir balıkçı : YEDİGÜL RESTAURANT. Anadolu Kavağı'na gittiğinizde iskelenin tam karşısında 3 katlı müthiş manzaralı bir mekan. Havalar güzel olduğunda dışarıda oturup denize ayaklarınızı sokabileceğiniz kadar yaklaşıp manzarayı daha da tadına doyulmaz hale getirebilirsiniz.



Yedigül klasik bir balıkçı , başka yerde bulamayacağınız aman illa ki yemeniz lazım denilecek bir lezzeti yok. Ancak yaptıkları herşeyi çok güzel yapıyorlar.

Bu pazar günü havayı da güzel bulunca Kavağın yolunu tuttuk , Yedigül'de bir masa kurduk. Tanesi 1.5 kiloya yakın deniz çipura önerdiler kabul ettik. Yanında midye tava ve kalamar ile harika bir ziyafet çektik.

Buraya yolunuz düşerse midye tavasını mutlaka ama mutlaka yemelisiniz , bu kadar taze ve lezzetlisini zor bulursunuz. Kalamar için aynı şeyi söylemek zor , dün yediğimiz kalamar biraz sertti. Balık konusunda tavsiyelerine uyun çünkü çok doğru yönlendiriyorlar. Dün yediğimiz çipura çok doğru pişirilmişti ve suyu kaçmadan servis edildi.

Bir de bu ziyafet ile beraber güzel Girit otlarını bulabilseydik bu yazı daha uzun ve lezzetli hale gelirdi ancak bahara giriyor olmamıza rağmen ne yazık ki turpotu , cibes , radika gibi lezzetleri bulamadık. Deniz börülcesi vardı ancak onu da pişirmekten karartmışlardı beğenmedik. İzmir'e gittiğimde otların kralını tanıtıp ekrana saldırmanızı sağlamayı planlıyorum.

Yedigül'de alkolsüz adambaşı 30-35 tl vereceğiniz en yüksek hesap , 25 liraya da fiks menü yapıyorlar ki içnde 1 kadeh içki de bulunuyor.Alkol de olursa artık içtiğinize bağlı ; 2 kişi 1 litre rakı içip sonra da bana hesap sormayın vay sen 30 dedin 100 tl verdik diye kalbinizi kırarım.

Afiyet Olsun . EAT RESPONSIBLY .

CEVİZAĞACI'NIN ALTINDA İSTER PASTA İSTER MAKARNA


Bir pazar sabahı yolunuz Koşuyolu Parkı'na düşecek olursa uğramadan geçilmemesi gereken bir yer Cevizağacı. Neden sabah dedim bilmiyorum zira kahvaltıdan tatlıya , pastadan krepe ve makarnaya menüsünde yok yok bir pastane-cafe burası.

İlk gün cheesecake almak için girdiğimizde bize sıcak browni , o sırada hamile olan eşime ise bir kase aşure ikram edip gönlümüzü ilk dakikadan kazanmışlardı , o ilgi ve sıcaklığı da hiç kaybetmediler. Ne zaman girseniz ikramlardan doyup aldıklarınızı paket yaptırıp eve gelebilirsiniz.

Gelelim lezzetlere zira ilgi istediği kadar sıcak olsun , yer istediği kadar güzel olsun lezzet yerinde değilse bir işe yaramaz. Cevizağacı'nın sattığı tüm ürünler belli bir seviyenin üzerinde çünkü yemeklerde kaliteli malzeme kullanıyorlar. Ancak her lezzeti için yemeden ölmeeeee diyecek halimiz yok , obursak da önümüze geleni yemiyoruz vatandaş , yolunuz düşerse sayacağım lezzetleri yemeden geçmeyin , arkanızdan ağlar.

Pasta almak için içeriye girdiyseniz kesinlikle fıstıklı pastasını deneyin. Sanırım 2 yıldır her pastasını yedim , hepsi de fena değildi ancak fıstıklı çikolatalı pastayı yemeden geçmeyin. Ancak pastayı aldığınızda 2 diliimden fazla sakın ola yemeyin , kendimden biliyorum ki sıkıntı yaratıyor.


Öğlen yemeğinde geldiyseniz ve basit birşeyse aradığınız hiç de basit hazırlanmamış tavuklu krepi mutlaka deneyin. Kreması ve kıvamı sizi çok şaşırtacak. Yanında da buz gibi bir limonata öneriyorum , Cevizağacı limonatadan limon ağacı parası talep etmiyor , doyuncaya kadar içebilirsiniz.

Yok ben ana yemeklerin tadına bakacağım derseniz ilk tavsiyem tavuklu noodle. Bir pastanede bulmayı umacağınız noodledan çok daha iyi. Çin yemeği uzmanı olmadığım için ukalalık etmek istemiyorum ama kime önersem çok memnun kalmıştır.

Son önerim ise meşede biftek , gerçi onlar steak diyor ama söylemedi yazması kadar kolay gelmiyor . Hem göze hem de mideye bayram ettiren bir lezzet. Tuzda balık gibi sırf sunumu güzel diye söylenmiyor yani.

Fiyatlara gelince , bu mekan fiyat-performansı ile göz dolduruyor. 9 liraya alacağınız krep , 6 liraya yiyeceğiniz pasta , 10 - 12 liraya yiyeceğiniz makarnalar ve 18 liraya yiyeceğiniz biftek sizi memnun edecek. Bir çay içeceğiz derseniz çay 1.5 lira , yazın mutlaka denemeniz gereken limonata 3 lira ancak içinde yeşil elma , nane ıvır kıvır yok illa isterim derseniz 15 liaraya elmalı limonata satan yer biliyorum.

Afiyet olsun , EAT RESPONSIBLY.




20 Mart 2010 Cumartesi

OBURLAR TOPLANIN ŞİŞMAN GELDİ


Çok uzun süredir akılda olan bir sayfa bu. Geç kaldı çünkü oturup da sayfa hazırlayayım , yazı yazayım diyecek bir adam değilim ben ama eşin dostun gaz seviyesi öyle bir noktaya geldi ki yediğim içtiğim , beğendiğim beğenmediğim tüm yeme içme mekanlarını bundan böyle burada paylaşacağız. Vay efendim sen şöyle gurmesin vay efendim sen böyle şişmansın diye gazlanırken damak zevkine çok güvendiğim bir üstad acı gerçeği ortaya çıkardı gurme murme değil bildiğiniz oburum.

Bu durumun ortalama yurdum insanı için bir avantajı olacak ; bu sayfada kaz ciğeri ile shiraz şarabını değil bizim köşedeki kuru fasulyeciyi , izmir yolundaki köfteciyi bulacaksınız , net yazacağım ve fiyatları mutlaka belirteceğim , yemekler güzeldi deyip adambaşı 250 liralık yerleri önermem merak etmeyin.

Buna benzer bin tane site var diyen arkadaşlara hak veriyorum ; bence de oturup şişman ne yemiş ne içmiş ne kadar vermiş diye takip edeceğinize gez dolaş ye iç , yok illa ki okuyacağım senin sayfaları diye tutturduysanız ileri geri konuşup asabımı bozmayın .

Yarın sabah kalkıp Acıbadem Cevizağacı'na bir göz atacağız , kahvaltı edip börek , pasta vb. ürünlerini test edeceğiz , ardından da rakı balık için önerilerim olacak. Hadi iyi geceler bakalım yarın çok gezeceğiz , önce çekirdek ailemle ardından geniş ailemle tanışacaksınız.